Atatürk ve Cumhuriyetin Değerleri
Atatürk filmi ve Kızıl Goncalar’ın senaristi Necati Şahin, Cumhuriyetimizin 101. Yıldönümünde okurlarına anlam dolu, ders niteliğinde bir yazıyla sesleniyor. Bu özel günde, toplumun ortak değerleri üzerine derin bir düşünce yolculuğuna çıkmamıza vesile oluyor.
“Bu anlamlı günde, başınızı biraz ağrıtmak istiyorum. Genelde yarattığım karakterler aracılığıyla tartışma yapmayı seviyorum; ancak bu sefer biraz farklı bir yol izlemek istiyorum. Bugün, uluslararası hukukta 'Türkiye' adıyla anılan bu ülke sınırları içinde yaşayan insanların tek ortak değer ümidi kalmıştır. O da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu durumu bir gurur kaynağı, bir dayatma veya saldırı olarak değil, bir teknik zorunluluk olarak görmenizi rica ediyorum.”
Neden mi? Çünkü daha önce denenen hiçbir şey, İslamcıların, solcuların, ulusalcıların veya liberallerin girişimleri dahil, sonuç vermemiştir. Atatürk’ün kendi dönemine uygun, ancak günümüzde sert kabul edilebilecek politikaları tartışılmaya devam edecektir. 1920’lerden 30’lara, hatta 60’larda Amerikan Siyahlarının durumu gibi örnekleri düşündüğümüzde, bu tür politikalar o dönemde bile aşırılaşmamıştır. Aşırılaştığını iddia edenler ya cehalet içindedir ya da gerçeği çarpıtmaktadır.
Ancak benim asıl bahsetmek istediğim, bu tartışmaların dışında kalanlardır. Bugün defalarca başarısız olan girişimler göstermiştir ki, Mustafa Kemal’in bir ülke halkının yaşam biçimine dair tasarımları, özellikle üretim, sağlık, eğitim ve tasarruf politikaları, üzerine çıkılamaz kalitededir. Daha açık bir ifadeyle, O’ndan sonra hiç kimse bu seviyeye ulaşamamıştır. Burada bir asgari müşterekten bahsediyoruz; çünkü hiçbir şey mükemmel olamaz ve dünyanın hiçbir yerinde de böyle bir şey yoktur.
Ancak bu ülke, Mustafa Kemal Atatürk’ün tasarladığı gibi bir eğitim sistemini bir daha görememiştir. Sağlık sistemi ve üretim yapısı da aynı şekilde. Hele ki tasarruf politikaları, rüşvet almayan, yolsuzluk yapmayan ve işgüzarca kaynak yaratmaya çalışan yönetici kadroları bir daha görülmemiştir. Şöyle ki, Atatürk’ün fikir evreninden ne kadar uzaklaşırsak, özellikle bu dört temel konuda büyük utançlar yaşanmıştır ve yaşanmaya devam etmektedir.
Bu nedenle, bu ülkenin tek ortak değer ümidi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu, etnik köken tartışmaları içinde olanlar için de geçerlidir; itikadi veya ideolojik açmazları olduğunu düşünenler için de. Tekrar ediyorum, bu durumu inkar edenlerin ve alternatif çözümler denemeye kalkışanların başarısızlıkları, öyle pembe yanaklı başarısızlıklar değil, büyük çuvallamalardır ve bu gerçek benim gözümde teknik olarak sabit bir gerçektir. Hayatımın büyük bir bölümünde böyle düşünmemiş biri olarak, bir film vesilesiyle ciddi anlamda çalıştığım ve araştırdığım Mustafa Kemal Atatürk gerçeği, ülkenin içinde bulunduğu durumda bana bunları düşündürüyor.
Tartışılan ve eleştirilen kısımlar, tartışılmaya ve eleştirilmeye devam etmelidir. Fakat bu ülkede, belki de tüm dünyada, kendi halkının izzetli ve onurlu bir yaşam sürmesini Mustafa Kemal Atatürk kadar içten isteyen bir lider yoktur. Kendisine teklif edilen halifelik ve padişahlık tekliflerini reddeden, hayatında hiç rüşvet almayan, siyasetten çekildiğinde bir bataklığı ıslah edip çiftlik kuran, hiç bir şey yapamasa bile ülkesinin öğrencileri için Geometri kitabı yazan, ölürken bütün varlığını ülkesine bağışlayan kaç lider tanıyorsunuz?”
Önerilen Yazı: Can Yaman’a İspanya’dan Uluslararası En İyi Erkek Oyuncu Ödülü
